top of page
IMG_1406.JPG

Balkan Turu Yedinci Gün ve Dönüş

Herkese merhaba. Artık turun sonuna doğru yaklaşıyoruz. Ve çok fazla göreceğimiz bir yer olmadığı için kalan tüm anıları bu yazı da toparlayacağım. Sizi de çok fazla sıkmak istemem. :) 

Sabah yine güzel bir kahvaltı ile karnımızı doyurduktan sonra Tuna Nehri’nde tekne turu yapmaya gidiyoruz. Aynı zaman Tuna ve Sava nehirlerinin birleşimini de göreceğiz. Saba Nehri’nin üzerinden geçerken dilek dilemeyi unutmayın diye uyarılıyoruz rehberimiz tarafından. Eğer söylüyorsa vardır bir bildiği diye yine sorgulamadan dileğimi tutuyorum. 😂 Bu arada tüm tur boyunca ücrete dahil

olmayan tek şeydi diyebilirim. Bu konu da turun başarılı olduğunu söyleyebilirim. Öğle yemekleri ve hediyeliklerimiz dışında para harcamadık.

Tekneye hep birlikte gidiyoruz. Bizden başka kimse de yok sadece bizim tur var. Tam olarak bir saat sürüyor ve Osmanlı Tarihi için olan Belgrad Kale’sini bir de nehirden görüyoruz. Tek dezavantajımız bir gün önce yağan fırtına nehrin rengini değiştirip biraz bulanıklaştırmış. 😔 Ama yine de meşhur Tuna Nehri’nde de tekne turu yapmadık demeyiz. Bizim her şeyi yerli yerinde yapan rehberimiz milli duygularımızı kabartmak için elinden geleni yapıyor. Tuna Nehri Akmam Diyor (Plevne Marşı) ile başlayıp Mehter Marşı ile devam ediyor. Ordan Cumhuriyet tarihine geçmiş yapıp Onuncu Yıl ve İzmir marşı ile tamamlıyoruz. Tüm nehir de sabahın dokuzunda Türk ezgileri hakim 🙈 Nehrin kenarında restaurantlar da hazırlık yapan garson abilerden biri bunları duyunca sanırım biz geçerken var gücüyle el sallayarak bize eşlik ediyor. Tüm bu duygularla turu tamamlayıp araca geçiyoruz. Yolculuğumuz Bulgaristan’ın başkenti Sofya’ya doğru… Bu arada son kez Sava Nehri üzerinden geçip dilek diliyoruz 😂

Rehberimiz tüm şansını kaybetti sanırım. Çünkü Bulgaristan sınırında sistem arızası nedeni ile oldukça zaman kaybediyoruz. Gerçi o da kuzenim ve benim ayın 13 ünde doğduğumuzu öğrendikten sonra tüm uğursuzlukları bize atarak işin içinden çıkıyor. 😂 Bu arada Bulgaristan’a her zamanki otobüsle giriş yapmıyoruz. Araç inip tek tek yürüyerek kontrolden geçiyor araf bölgesinde otobüsümüze biniyoruz. Bu sistem aksaklığı yüzünden free shop da duramıyoruz. Ve benim parfüm hayalim suya düşüyor.

IMG_1454.JPG

Uzun ve sıkıcı bir yolculuktan sonra Sofya’dayız. Gecikmemiz sebebi ile hep birlikte hızlı bir tur atıp hemen otele yemeğe geçiyoruz. Otelimiz merkezde olduğu için dileyenler yemekten sonra çıktılar.  Bu hızdan mı yorgunluktan mu bilmiyorum ama Sofya’dan çok etkilendiğimi söyleyemem. Evet mimarisi oldukça etkileyici ama eksik bir şey var gibiydi. Bir de yollarda ve tarihi mimariler de sürekli inşaat ve onarım çalışması vardı. Belki bu yüzden o ruha girememişimdir. Sofya’nın üç dört sene sonra çok daha bambaşka ve etkileyici olacağını düşünüyorum. Otelimizde yemeğimizi yedikten sonra merkezde bir tur atmak için yoka çıkıyoruz. Saat oldukça geç olduğu için mağazalar kapanmış sadece mekanlar açık.

Yürüyüş yapmış olmak için ilerlerken harika bir şeker dükkanına denk geldik. Hansel ve Gratel… Çalışanları da dükkan da aşırı tatlıydı. Hatta çalışanlardan biriyle farklı bir enerji tutturduk. Birlikte fotoğrafımız bile var. 🙈 O gün doğum günüymüş bir de sanırım o yüzden o kadar tatlı ve güzel giyinmiş. Donut sevdamı bilir misiniz bilmiyorum ama çok severim. Bu dükkan birer donut yiyoruz. Hatta aramızda üzerine dondurma yiyenler de var. 😂 bu güzel şekerci dükkanından Ankara için de bir güzel alışveriş yapıyoruz. Otele döndüğümüz de ekip toplanmış oluyor hemen muhabbete dahil oluyor son akşamın keyfini çıkarıyoruz.

 

Sabah uyandığımız da bir felaket otel de kaç tur konaklıyorsa kahvaltı yapmak mümkün olmuyor 🙈 onlar bizim sınır kapısında rakibimiz olduğu için gecikmeden yola çıkıyoruz. Son durağımız Flippe… bu şehri sevdiğimi söyleyebilirim. Meydan da koskocaman bir parkı var. Yeşili olan yeşili koruyan her yer güzel bence ☺️ En ilginç olanı tarihi şehri koruyarak üzerine inşa edilmiş olması. Yürüdüğümüz sokağın altında bir stadyum vardı mesela. Belli bölgeler de koruma altına alarak cam bölge ile bize gösteriliyor. Sıcak samimi bir yerdi.

Ve toplanma saatimiz araçtayız. Yolculuk başladı önümüzde hiç bir tur otobüsü olmadığı için çok şanslıyız. Sınır kapısına geldiğimiz de ilk bizdik. Sınırdan geçme seçeneklerimizi rehberimiz bize şöyle sıraladı: “1. pasaportları toplar gerekli işlemleri yapar geri gelirim geçeriz. 2. Bagajı açar rastgele bavul seçer xrayden geçirirler. 3. Her şeyimizle iner xrayden geçeriz araçta bomboş xrayden geçer. Ve tahmin edin ne oldu tüm eşyalarımızı alarak aracı boşalttık ve her şeyimizle xray den geçtik. Beklememek için o toplanma hızımız dillere destan. “10 yıldır bu işi yapıyorum bu üçüncü böyle geçişim 13’ler” diyen rehberimize göre yine bizim şanssızlığımızdı 😂 arkamıza gelen bir sürü tur otobüsü olduğu free shopta çok hızlı hareket etmemiz gerekiyordu. Otobüsün durmasıyla bizim bir koşmamız vardı. Televizyon izlediğimiz indirim mağazalarında ki insanlar gibiydik. Ama yine çok hızlıydık ve önümüzde kimseyi almadan bu görevi de tamamladık. Gece 2 gibi Ankara’daydık.

Otobüsten inerken içimde bir burukluk olmadı diyemem. Alışmışız çok keyifli ve sorunsuz bir yolculuktu. Denk gelir okur musunuz bilmiyorum ama okursanız biliyorum ki kim olduğumu anlarsınız. Tur da beraber vakit geçirdiğimiz herkese teşekkür ediyorum. Ayrıca rehberimize ve kaptanlarımıza ayrı teşekkür ediyorum. Rehber konusunda oldukça şanslı olduğumuzu düşünüyorum. Donanımlı, bilgili, görgülü, kültürlü aynı zamanda içten, sıcakkanlı ve sempatikti. Kaptanlarımız sağolsunlar bizi rahat ettirmek için ellerinden geleni yaptılar. Tur konusunda fikirlerim değişti mi evet 🙈 Aynı ekibe denk geleceğimi bilsem seyahatlerimi turla yaparım.

 

İlgilenen, okuyan ve takip eden size de teşekkür ederim. Sonraki yazılarımız da görüşmek üzere hoşçakalın…

#tununkitaplığı

ok_edited_edited.png

TU'NUN KİTAPLIĞINA
HOŞGELDİNİZ...

tunun kitaplığı blog
bottom of page