top of page
 Hamburg Speicherstadt

Esenboğa Havaalanından Hamburg Otel’e Gidiş

Herkese merhaba. Nereden başlayacağımı bilemiyorum. Ama bu tecrübemi sizinle paylaşmayı çok istiyorum. Bu yüzden anlık notlar alarak yazılar yazarak ilerleyeceğim. Bu seyahati yaklaşık üç dört ay önce çok yakın bir arkadaşımla planlamıştık. Onun vizesi çıkmadığı için önce ertelemek durumunda kaldık. Çünkü bu yola birlikte baş koymuştuk gideceğimize olan inancımız sonsuzdu :) ama ne yazık ki  hayat bizim planladığımız gibi ilerlemiyor bir kez daha gördük. Uzun bir süre geçmiş olmasına rağmen hala vizesi gelmediği benim vize sürem de dolduğu ve seyahat dönemi geldiği için bu seyahate onunda ısrarları ile tek başıma çıktım. Aslında vazgeçmeye çok yakındım ama asla art niyetli duyguları olmadan yarım ağızla değil tamamen içten gelerek git dediği için şu an bu uçaktayım. 

 

Öncelikle duygularımdan bahsetmek istiyorum size ilerleyen günlerde anılarla boğacağım zaten :) benim elbette ki ilk yalnız seyahatin değil ama yolculuğun sonunda hep bekleyen biri olurdu ya da ben bildiğim bir yere gidiyor olurdum. Şu

an hem bilmediğim bir yere gidiyorum hem tek başımayım hem Almanca bilmiyorum. Maceraya bakın :D  birde ailemin korkusu ve çekinceleri var illaki. Aslında annem en başından beri birinize çıkmazsa da diğeri gitsin görsün diyor :) ama yine de onda da bir gerginlik var gibiydi :)

Valiz hazırlarken bile içim buruk duygularım karışıktı. Bir yanım git derken bir yanım tedirgin ve korkuluydu. Tüm tedbirlerimi aldığımı düşünerek çıktım bu yola bakalım gerçekten alabilmiş miyim? Havaalanına beni arkadaşlarım bıraktı onlar gittikten sonra yalnız olduğumu iliklerime kadar hissettim. Kimseye çaktırmamaya çalışsam da bir korku vardı tabi içimde. Bir yandan da tek başıma yurt dışına çıkma fikri o kadar cazip geliyor ki… Kafamda böyle ikilemler ile havaalanında beklediğim sürece her arkadaşımı heyecanım ve gerginliğimle bunaltmış olabilirim. Beni tanıyanlar çok iyi bilirler ki gezmeyi yeni yerler görmeyi çok severim. Galiba bana güç veren bu duygu oldu. Bir de itiraf ediyorum bunu yaşamak istedim korkusuyla, mutluluğuyla, gerginliğiyle neşesiyle :) Aaa atladığım bir nokta Hamburg’da çok yakın arkadaşlarımdan birinin ablasının olması ve benim bizzat tanıyor olmam da bana güç veren durumlardan biridir. Başım sıkıştığında bana yardıma gelecek çok mu çok tatlı birisi var. Ama yine de şu an inince nasıl gideceğim? Hangi trendi? Hangi duraktı? Otel neredeydi? Umarım kolay bulurum gibi düşünceler benimle. İlk duygularımı aktardığıma göre şimdilik hoşçakalın.

Her şey beklediğimden kolay ve hızlı ilerlediği için sanırım yazma fırsatı bulamadım. Uçaktan indikten sonra pasaport kontrolünden geçmek trene binmek aşırı kolaydı. Çünkü uçaktan Türklerle indiğim için hepsi bana yardımcı olma konusunda çok isteklilerdi. Pasaport kontrolünde bir sıkıntı çıkarsa diye asla bırakmadılar :) İşime geldiğini itiraf etmeliyim. Tren istasyonunu bulmaya çalışırken Türkçe konuşan iki kişiye denk gelince hemen sordum tarif ettiler. Bilet alırken gişe falan yoktu bankamatik gibi bir cihazdan adımları izleyerek bilet almak gerekiyordu. Onun başında olayı çözmeye çalışırken yanımda bir adam daha aynı durumdaydı. Önce birbirimize boş boş baktık sonra cihaza geri döndük anlamaya çalıştık sonra tekrar birbirimize bakıp “Türk müsünüz?” diye sorup birlikte yaptık. Nasıl olduğunu anlayamıyorum ama biri Türk olduğunda direk biliyoruz 😬 Bileti aldıktan sonra aşağı inip direk trene bindim ve bir gişe ne kontrol noktası herhâlde trende kontrol edecekler diye düşündüm. Ama trende de kontrol olmadı. Sonraki günlerde öğreneceğim ve beni etkileyen bir gerçek bilet kontrolü olmaması ve bilet almanın yolcunun sorumluluğu olması gerçeği.

hamburg tren istasyonu

İneceğim durağa geldiğimde istasyondan çıktıktan sonra bir süre önce sağa sonra sola sonra tekrar sağ tekrar sol derken sadece istasyonun önünde yürüyüp ne tarafa gideceğimi bulamadım işte orda interneti açmak ve kullanmak durumunda kaldım. Belki hava kararmamış olsa çok daha korkusuz ilerleyebilirdim. Sonuç olarak navigasyon ile rahatça otele geldim. Odama yerleştim. Bu arada süreçte fark ettiğim bir şey varsa oda beklediğimden fazla İngilizce iletişim kurabilmem😅 ben aslında İngilizce anlaşabiliyormuşum.

Son olarak otelden bahsedip sonra sizinle vedalaşıyorum. Çok tatlı minicik bir otel odası. Tertemiz, sıcacık, yeni olduğu da belli. Ve beni içine çeken ufak bir detay gri ve sarı olarak döşenmesi :) Aslında saat daha çok geç olmasa da sanırım bende gerginliğin yorgunluğu var o yüzden sonraki günlere dayanabilmek adına bugün erkenden yatıyorum. Bir sonraki yazıda görüşmek üzere :)

#tununkitaplığı

geridon

TU'NUN KİTAPLIĞINA
HOŞGELDİNİZ...

tunun kitaplığı blog
bottom of page