
.jpeg)
Hamburg'da Dördüncü Gün
Selam! Bugün havanın kötü olduğu gün giderim diye sakladığım Miniature Wonderland diye bir yere gideceğim. Aslında İstanbul’da bir benzeri olduğu için size değişik gelmemiş olabilir. Burada gittiğim biraz daha Avrupa ülkelerinin minyatür şehirlerinden oluşuyordu. Sabah yürüyerek gittiğimi artık söylememe gerek olduğunu düşünmüyorum. 😅 Yediklerimin yanında bu kadar yürümem şarttı. Neyse konumuza geri dönüyorum. Müzenin girişine çıktım. Giriş ücreti 20€ beynim arkaplanda hemen 20x20 400… 400 tl eder mi bu müze abartmasam mı diye düşünceler geçirirken. Aman gelmişim bu kadar girmeyecek miyim diyerek girdim. Ve şimdi iyi ki girmişim diyorum. Bu kadar detaylı düşünülmüş ince ince sabırla modellenmiş o şehirler beni benden aldı. Gitmek istediğim ülkeler şehirler tabi ki var. Bu kadar gezmeyi seven bir insan olarak. Prag, Amsterdam, Budapeşte, Mısır ….
Ama bu modellerden sonra Kuzey ülkelerini ve İtalya’yı da listeye aldım. Kuzey ülkelerinin o kendine has mimarisi, Vedenik gondolları, Alpler, İsveç hepsi hepsi hepsini görmek istiyorum 🙈 Modellemeler böyle ise gerçekleri nasıldır kim bilir? Ayrıca bu işi yapan insanlara, sabırlarına ve özenlerine saygı duymak lazım. Sıradan değildi hiç bir şey… Düşününki insanların modellemesi bile çeşit çeşit, sarışın- esmer, yaşlı- genç, turist şapkasından tutun yaşlıların yürütecine kadar yada fotoğraf çeken turistten çalışan balıkçıya kadar hepsi ilmek ilmek işlenmiş. Gezerken belli aralıklarla ışıklar karartılıyor ve şehirlerin ışıklandırması ortaya çıkıyor. Anlayacağınız her detay düşünülmüş .





Müzeyi tamamlamam 2 saatten fazla zamanımı aldı. Sonrasında burada yaşayan her anlamda destek olan partnerimle gitmeden bir kez daha görüşmek üzere sözleşmiştik. Otobüsle beni götürmek istediği yere yakın bir yerde buluştuk. Hamburg Altona nehrin kenarında ince kum getirtilerek yapılmış bir sahil semti. Yazın daha hareketli ve cıvıl cıvıl oluyormuş. Ama ben bu sakin halinide çok sevdim. Eskiden balıkçıların yaşadığı bir bölgeymiş evler genelde tek ya da 2 katlı müstakil evler. Geçmişten geldiği çok belli. İnsanlar o evlerde yaşayıp köpeğine gezdirmek için sahile iniyorlarmış çok sempatik değil mi? Tabi şu detayı atlamayacağım. Bizim Ege denimizin yanında bu ırmak yüzmek için pekte çekici gelmedi bana 🙈 ahh bakın yine Bodrum’um depreşti canım Bodrum :D neyse geri dönüyorum restaurant gibi bir yerde oturup sıcak bir şeyler içtik hava çok soğuktu ama yinede dışarda oturmak istedim. İskandinav tarzı 3 tarafı korunaklı bank gibi bölmelere oturduk ve hiç üşümedik çok şaşırtıcı :) vedalaşma zamanı gelmişti ama ne gariptir ki kendimi hiç gidecekmiş gibi hissetmiyordum. Vedalaşma anından sonra metroyla otele yakın bir yere gelip merkezde bir tur attıktan sonra otele geçip kendimi dinlenmeye aldım. O zaman son yazımızda görüşmek üzere…





#tununkitaplığı